HOŞGELDİNİZ

Merhaba,
Sayfama hoşgeldiniz.
Merak edip bir uğradığınız için teşekkür ederim.
"Yok, sadece uğramadım, abonesiyim" diyorsanız ona daha çok teşekkür ederim:)
İnternet dünyasında benim de bir yerim olsun istedim.
Ben burda sadece çok beğendiğim dokümanları ve çok güldüğüm fıkraları yayınlıyorum. Henüz hiç bir konuda yorum yapmıyorum. Şimdilik...
Genelde kaynak veya yazar mutlaka belirttim. Şayet belirtmemişsem ya çok tedavülde olan bir yazıdır ya da bana aittir. Ortak özelliklerinden biri benim beğenmiş ve fikren yakın bulmuş olmamdır. Bir de derleme amaçlıdır. İstediğimiz zaman ulaşabileceğimiz bir kaynak yaratmak. Yok mu buna benzer kaynaklar? Tabiki var. Bu sayfanın ayrıcalığı bana ait olmasıdır. İlginize teşekkür ederim.
Not1:Şahsıma yorum, eleştiri, tavsiye bildirmek veya doküman göndermek isterseniz saselzeta@gmail.com adresine iletebilirsiniz.
Not2:Ayrıca yazıların altında "yorum" linkleri bulunuyor. İsterseniz yorum da yapabilirsiniz.

23 Temmuz 2008

Seydibesir Kuveysna Osmanli Useray-i Harbiye Kampı

BU UNUTULUR MU ? (Ama maalesef unuttuk...)
Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü. Bu
askerlerden bir kısmı da Mısır'ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan
Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.
Kampın tam adı, 'Seydibesir Kuveysna Osmanli Useray-i Harbiye Kampı' idi.
Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tumen'in 48. Alayı'na
bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu.
12Haziran 1920'ye kadar
iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır
hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar.
Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise
Ermeniler idi...
Kamptaki, Türkçe bilen
Ermeni tercümanların yalan yanlış çevirileri ve
kışkırtmaları nedeniyle, kampların
İngiliz komutanları, azılı Türk düşmanı
kesilmişlerdi. Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle
ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizlerin işine gelmiyordu.
Çünkü, olası yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri,
Ermeniler tarafından, İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.
Çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü
zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde
krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol
maddesi nedeniyle haşlanıyordu. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile
askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı. Mehmetçikler, bele
kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez İngilizler havaya
ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya
soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü
gözleri yanmıştı...
Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda
etmedi ve 15 bin askerimiz
kör oldu. Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde
TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler bir önerge vererek,
Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak
15 bin vatan evladının gözlerinin
kör edildiğini, bunun faili olan İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin
cezalandırılması için TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler.
Tabii ki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işi de unutuldu gitti.
Ama onlar unutmuyorlar...
Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar.
En üzücü olanı da malum birilerinin, bu karalama kampanyalarına çanak tutması...
ŞEHİTLERİMİZE SAYGINIZ VARSA; bu olayları unutmayın ve unutturmayın.

ERMENİLER SOYKIRIM YAPILDI DİYE DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIYOR, BİZİM TARİHİMİZDEN HABERİMİZ YOK!

Hiç yorum yok: