HOŞGELDİNİZ

Merhaba,
Sayfama hoşgeldiniz.
Merak edip bir uğradığınız için teşekkür ederim.
"Yok, sadece uğramadım, abonesiyim" diyorsanız ona daha çok teşekkür ederim:)
İnternet dünyasında benim de bir yerim olsun istedim.
Ben burda sadece çok beğendiğim dokümanları ve çok güldüğüm fıkraları yayınlıyorum. Henüz hiç bir konuda yorum yapmıyorum. Şimdilik...
Genelde kaynak veya yazar mutlaka belirttim. Şayet belirtmemişsem ya çok tedavülde olan bir yazıdır ya da bana aittir. Ortak özelliklerinden biri benim beğenmiş ve fikren yakın bulmuş olmamdır. Bir de derleme amaçlıdır. İstediğimiz zaman ulaşabileceğimiz bir kaynak yaratmak. Yok mu buna benzer kaynaklar? Tabiki var. Bu sayfanın ayrıcalığı bana ait olmasıdır. İlginize teşekkür ederim.
Not1:Şahsıma yorum, eleştiri, tavsiye bildirmek veya doküman göndermek isterseniz saselzeta@gmail.com adresine iletebilirsiniz.
Not2:Ayrıca yazıların altında "yorum" linkleri bulunuyor. İsterseniz yorum da yapabilirsiniz.

01 Ekim 2009

Mutlu Bir Hayat İçin El Kitabı

SAĞLIK:

1. Çok su için.
2. Kahvaltıyı kral, öğle yemeğini prens ve akşam yemeğini de dilenci gibi yiyin.

3. Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok ve fabrikalarda üretilen yiyecekleri daha az yiyin.
4. 3 E ile yaşayın -- Energy, Enthusiasm, and Empathy (enerji, heyecan ve duygu paylaşımı).
5. Meditasyon, yoga ve dua yapacak zaman yaratın.
6. Daha çok oyun oynayın.
7. 2008'de okuduğunuzdan daha fazla kitap okuyun .
8. Her gün en az 10 dakika sessiz olarak oturun.
9. 7 saat uyuyun.
10. Her gün 10-30 dakika yürüyüş yapın. Ve yürürken gülümseyin.

KİŞİLİK:

11. Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın. Onların seyahatinin ne hakkında olduğuna dair hiçbir fikrin yok.
12. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere veya şeylere sahip olmayın. Bunun yerine enerjinizi olumlu şekilde şu an için harcayın.
13. Kendinizi fazla abartmayın; sınırlarınızı bilin.
14. Kendinizi çok da ciddiye almayın; kimse yapmıyor.
15. Kıymetli enerjini gevezelikle, dedikoduyla boşa harcama.
16. Uyanık iken daha fazla hayal kurun.
17. Kıskançlık, çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır. İhtiyacınız olan her şeye zaten sahipsiniz.

18. Geçmiş meseleleri unutun. Partnerinizin geçmiş hatalarını hatırlatmayın. Bu durum mevcut mutluluğunuzu bozar.
19. Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için çok kısadır. Kimseden nefret etmeyin.
20. Geçmişinizle barış yapın ki, şimdiki zamanı bozmasın.
21. Senden başka hiç kimse senin mutluluğundan sorumlu değildir.

22. Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada olduğumuzu unutmayın.

Problemler, cebir dersi gibi gelip giden, ancak aldığımız derslerin bir ömür boyu devam ettiği eğitim programının bir parçasıdır.
23. Daha fazla gülümseyin ve gülün.
24. Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Aynı fikirde olmamak için anlaşın.

SOSYAL YAŞANTI:

25. Ailenizi sık arayın.
26. Her gün diğerlerine iyi bir şey verin.
27. Herkesi her şey için affedin.
28. 70 yaşından büyük ve 6 yaşından küçük kimselerle vakit geçirin.

29. Her gün en az 3 kişiye gülümseyin ve tanımadığınız en az 1 kişiye "GÜNAYDIN" deyin.
30. Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü seni ilgilendirmez.
31. Hasta olduğun zaman işin sana bakmamalı. Arkadaşların bakmalı. Onlarla temasta olun.

HAYAT:

32. Doğru şeyi yapın!
33. Faydalı, güzel veya neşe dolu olmayan her şeyden uzak durun.

34. TANRI her şeyi iyileştirir.
35. Bir durum iyi veya kötü olsun, nasılsa değişecektir.
36. Nasıl hissettiğinizin önemi yok, haydi kalkın, giyinin ve ortaya çıkın.

37. En iyisine henüz sıra gelmedi.
38. Sabah canlı olarak uyandığınız zaman, bunun için TANRI' ya şükredin.
39. Maneviyatınız daima mutludur. Öyleyse mutlu olun.

SONUNCU ÇOK ÖNEMLİ:


40. Lütfen bu önerileri önemli saydığınızı herkese bildirin. Bilgilendirin. Paylaşın.


MAYIN

Denk gelirseniz bas' Mayın...

Sat' Mayın

Sattır' Mayın.

Sus' Mayın...

İş işten geçtikten sonra da ağla' Mayın.
***

Savunma Bakanı diyor ki :
"Kıbrıs büyüklüğünde arazi deniyor, abartıyorlar"

Siz Bakan' a bak' Mayın....

Sakın ola da kan' Mayın.

Keriz yerine kon' Mayın.
***

Evet, Kıbrıs büyüklüğünde değil.

Ama, İstanbullular kıyaslasın :

Üsküdar, Kadıköy, Kartal ve Maltepe' nin

Yüzölçümünü topla....

Dördünü birden.

O büyüklükte.

***
Uyu' Mayın.

Ankara' lılar, unut' Mayın...

Keçiören' den büyük.!

***

İzmir' liler, aldan' Mayın...

Karşıyaka' nın üç misli.

Konak artı Buca kadar.

***
Komple Türkiye' nin 4500' de 1' i kadar bu arazi....

300 milyon dolar verecek,
Mayınları temizleyecek,
Sonra bu araziyi 49 yıllığına tepe tepe kullanacak.

***
O halde şunu diyebiliriz :

Komple Türkiye topraklarının
49 yıllık fiyatı ne eder ?

1.3 Trilyon dolar.....

Yıllık kirası kaça geliyor ?

27 Milyar dolar.

***

Hiç kafa yor' Mayın....
Bastırsın biri 27 Milyar doları....

Bitsin bu aşkın ıstırabı...

Adamın asabını boz' Mayın.....

Yılmaz ÖZDİL

Önyargı

Üniversitede bir öğretim görevlisi, öğrencilerine, yaşlanmanın psikolojik belirtilerini öğretirken, onlara, yatağa mahkûm birisine ait izlenimlerini de aktarır: "Ne konuşuyor, ne de söylenenleri anlıyor. Bazen saatlerce anlaşılmaz şeyler geveliyor. Sadece adı söylendiğinde tepki veriyor. Son 6 aydır yanındayım fakat görünüşü için hiçbir çaba sarf etmiyor; bakım yaparken de yardımcı olmuyor. Onu hep başkaları besliyor, yıkıyor ve giydiriyor. Dişleri yok; yiyeceklerin püre halinde verilmesi gerekiyor. Gömleği salyalarından dolayı sürekli leke içinde. Yürümüyor, uykusu düzensiz; gece yarısı uyanıp, çığlıklarla herkesi uyandırıyor. Çoğu zaman mutlu; gülüyor. Fakat bazen hiçbir sebeb yokken sinirleniyor; biri onu yatıştırana kadar feryat figan bağırıyor."
Bu konuşmayı yaptıktan sonra, öğretim görevlisi, öğrencilere böyle birinin bakımını üstlenip üstlenmeyeceklerini sordu. Hepsi, bu şekilde bir sorumluluk altına giremeyeceklerini anlattılar. Öğretim görevlisi "Oysa ben bunu büyük bir zevkle yapıyorum" dedi. Öğrenciler şaşırdı. Daha sonra, bahsedilen "huysuz hastanın", fotoğrafı elden ele dolaşmaya başladı. Meğer öğretim görevlisi 6 aylık kızından söz ediyormuş. Bunu yapmasının sebebi de, peşin hükümlerin insan düşüncesini nasıl yönlendirdiğini göstermekmiş.
Hayatta yaşadığımız birçok şey, bize, önyargılarımız ve bakış açılarımız yüzünden dayanılmaz, katlanılamaz gibi gözükebilir. “Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur…” (Albert Einstein) ama elimizden geleni yapalım ve peşin hükümlerin esiri olmayalım.